Analytics

02 Mart 2006

Tarih tarih oldu…

İki hafta önce Beyoğlu’nda Cumhuriyet Lokantası’na gittik. En az bir altı-yedi yıldır gitmemiştim. Eskileri hatırladım da az müdavimi değildim oranın. Haftanın en az üç günü soluğu orada alıyordum.

Patırtı gürültü olmadan rahatça içkimi içiyor, arkadaşlarımla bol bol sohbet parlatıyordum. Özellikle ikinci katta tam sol köşede kalan masayı boş buldum mu değmeyin keyfime… Bir yandan sohbet ederken, bir yandan da Balık Pazarı’nın telaşlı kalabalığını gözetliyordum. Elemanlar da iyiydi, raconu bilen insanlardı.

Geçen gittiğimde baktım da köprünün altından çok sular akmış. Meyhane kat kat olmuş, her taraf masa olmuş…

Yer olmayınca giriş katında oturduk, Cumhuriyet’in o kendine has dokusu buraya sirayet etmemiş. Masaların arasında, kendinizi özel bir alan açmak mümkün değil… Garsonlar sürekli bir şeyler yiyin diye gözünüzün içine bakıyor. Pek bir şey yemek istemediğinizde rahatsız olduklarını size hissettiriyor.
Mezeler de sıradanlaşmış…

İstanbul’un sıradanlaşması her yere nüfuz etmiş anlaşılan… Nerede o eski günler demeden edemiyor insan…

2 yorum:

  1. Eski de olsa Istanbul..Biz alali 500 yildan fazla oldu, son 80 yilda canina okuyoruz..Guzelim caddelere "tuvalet tasi" dosediklerini duydum..Ben daha ne diyeyim..
    Ama her seye ragmen
    "Tophane`nin suyundan bir icen, omru billah asigi olur" dememisler bosuna...

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel yazmışsın..Bende kendi bloğumda yazıyorum ama nedense kimse okumuyor.Blogkardeşliğinede henüz kabül edilmedim.Bende Ayşe Arman gibi "Kimse okumazsa ben okurum" diyeceğim herhade.Yazılarının devamını dilerim:)

    YanıtlaSil