Analytics

22 Aralık 2005

Ah sushi, vah sushi!

Sushi denince akan sular duruyor benim için, zeytinyağlı sarmaya olan düşkünlüğümün bir eseri mi bilemem. Ama nedense sushi ile zeytinyağlı yaprak sarmasının lezzetlerini birbirine çok benzetiyorum.

“Valla nereden çıktı bu?” demeyin, ben de biliyorum içerik açısından tek benzerlikleri belki de pirinç ama pirincin cinsi bile farklı… Ama çağrışım işte, nereden ne zaman geleceği belli olmuyor.

Uzatmayayım, yakın çevrem bilir, Uzakdoğu mutfağına çok düşkünümdür. Bu aralar da diyet olayları ile haşır neşir olunca, nedense küçük kaçamaklar için Uzakdoğu mutfağına başvuruyorum.

İki gün üst üste Sushico & Chinese in Town Nişantaşı Şubesi’nden bir şeyler sipariş ettim. Ama mekânda yediğiniz sushi’nin sunumundaki zarafeti ve kendine has havası nedense paket gönderiminde yerle bir oluyor. Anlayacağınız o çalımından geçilmeyen sushi’nin karizması bir anda dağılıyor. O kadar şık bir mekân neden paket servise önem vermez hiç anlamıyorum.

Bu sefer de inşallah paket olayını biraz geliştirmişlerdir diye ümitlendiysem de küçücük bir paketin içinde sıkış pıkış konulmuş sushi’leri görünce gene hâyâl kırıklığına uğradım.

Aslında bu birçok mekan için geçerli. Paket gönderimleri nedense hiç önemsemiyorlar. Oysa benim gibi birçok kimse bazı mekânlara hiç gitmese de o mekânın paket servisinden faydalanıyordur. Ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder