- Hayatımın ilk yurtdışı deneyimi; toplamda 4 ziyaret...
- Sangria...
- Kızarmış Yeşil Biber...
- Domatesli ekmek, bulduğun her yerde...
- 7 Portes’de Paella...
- Acıktıkça, gir bir tapas bara...
- Cal Pep’de sıra bekle, ne önerirlerse ye... En sona mutlaka Crema Catalana tat...
- El Born, Barri Gotic’deki tüm dükkanlara ve pasajlara dal...
- Havalı markalar ve mağazaların toplandığı Passaige de Gracia’da yürüyüş yap, ev dekorasyonu mağazası Vinçon’da mola ver...
- Sokakta yürürken kafayı hep yukarıda tut ve birbirinden güzel, bakımlı Pera misali binalara seyre dal...
- Michelin yıldızlı Lasarte’de havalı ve benzersiz lezzetleri tat...
- Alaire Teras Bar’da Barselona’yı seyret, gitmişken domatesli ekmeklerini hiç affetme...
- Gaudi mimarisini görüp afalla; Sagrada Famillia Katedrali’ni görünce de kafayı ye...
- Yine Gaudi’nin Casa Batlio ve Casa Mila’sını da görmeyi ihmal etme …
- Picasso Müzesi’ni git, “Bu nasıl bir tutkudur kardeşim!” de…
- 4-5 günün sonunda kös kös İstanbul’a dön…
Nokta.
Yazıdaki bazı anahtar kelimelere, İspanyolca yardımlar:
YanıtlaSilPimientos de Padron (Acılı Padron Biberleri)
Pan con Tomate (Domatesli Ekmek)
ve yazıda olmasa da benim favorim:
Una Cerveza por favor!