Hayatta kendimle ilgili en hayıflandığım şey
belki de pek tutkulu bir olmamam. Yok yok, samimi olmadı bu; baştan alıyorum: Önünü
arkasını düşünmeden balıklama daldığım bir tutkum hiç olmadı. Bu yüzden de etrafta
tutkunun t’sini görsem hayıflanarak bakarım.
Belki de Lizbon’a Gece Treni beni bu yönüyle
etkiledi.
Aslında onunla aylarca kitapçılarda göz göze
gelmiştim. Kapak tasarımı bende ‘best seller’ izlenimi oluşturmuş olmalı ki hep
uzak duruyordum. Sonrasında fikrine ve zevkine çok güvendiğim bir arkadaşım
önerince, kelimelerin dünyasına yolculuk başladı.
Sürprizi bozulacak diye gideceği filmin
fragmanını izleyemeyen biri olduğum için kitap hakkında pek ser verip sır
vermeyeceğim. Kelimelerin ardından göz kırpan bir hayatın peşine takılmak ve
hiç tereddüt etmeden mıhlanmış bir hayatı altüst etmeyi göze almak (olumsuz
manada değil) bu kitabı başlı başına okumak için yeterli diyorum. Çeviri çok
başarılı, karakterler çok iyi betimlenmiş. Garip bir huzur verdi kitap bana.
Nokta.
Orijinal isim: Nachtzugnach Lissabon
Yazar: Pascal Mercier
Çeviri: İlknur Özdemir
Ayrıntılı bilgi için: Kırmızı Kedi Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder